Çicekleri seyrediyorum rektörlük binasında.
Nasıl da dalıp gitmişim, yeşile ve yeşilin vaat ettiklerine…
Kuş seslerini şimdi duydum duyacağım derken.
Bir ses uçuruyor tüm kuşlarımı…
Geriye kalan kanat çırpışları sadece.
“Kimlik numaranız lütfen!” diyor
görevli bir bayan. Kendine bile yabancı bir ses ile.
Kimlik numaram olmasa
hiçbir anlamı yok gözlerimin ellerimin,
ben diye taşıdığım bana dairliklerimin.
-Burada ne yapmaktasınız?
-Çicekleri seyrediyorum.
Şaşırıyor
O kadar uzun zaman olmuş ki,
çiçek açmayalı gözlerinde…
-Yasak diyor
-“Yasak olan çiçekleri seyretmem mi ? “diye soruyorum
-Rektörlük binasında başörtülüsünüz.
-Rektörün çiçeklerini başörtülü koklayamam mı?
Çiçekleri koklamak için belirlenen bir kıyafet kanunundan haberim olmaması
sinirlendiriyor bayanı.
Anlamıyorum,
anlatılmıyor da zaten hiçbir şey.
Konuşmak için de kılık kıyafetinizin uygun olması gerekiyor.
Bir çiçeklere bakıyorum
Bir de görevli bayana
içimden kopup gidiyor
bir çok şey
Anlatamıyorum…