Büyürken İslam’ın hakim olduğu bir aile yaşantısı içindeydim. Bu sebeple belirli bir yaşa gelince kapanmam gerektiğini biliyordum. Ve o yaşa ulaştığımda bunu kendi isteğim ve rızam ile yaptım.
O sıralarda diş teli takıyordum ve bir üniversitede ortodonti tedavisi alıyordum. Yaşımın biraz küçük olması ve kapalı olmam sanırım dikkat çekiyordu. İster istemez herkes bana mı bakıyor diye düşünüyordum. Üniversiteye de kapalı bir şekilde gittim. Doktorum aslında bir öğrenciydi. Bana “başını hep kapatacak mısın” diye sordu, ben de “evet” dedim. Çok tatlı olmuşsun dedi. Uzun süredir beraberdik. Benim ailemi az çok bu sebeple tanıyordu ve böyle bir değişiklik ona garip gelmemişti. Benimle her zamanki ilgisini korudu. Ancak doktorum öğrenci olduğu için bana ayda 1 defa da olsa bakan, doktorumun hocası olan bir profesör beni kontrol ediyordu. Beni gördüğünde şunu dedi “evlenme yaşın gelmiş” o zaman. Yaşım 14’tü. Dediğim gibi kendim kapanmıştım. Bunu istemiştim. Beni kimse zorlamıyordu. Kaldı ki zaten o dönem okula kapalı girmemiz yasak olduğu için okulda ve okul gezilerinde başım açıktı. Ama ‘evlenme yaşımın’ kapanmam ile ilgisini anlayamamıştım. Ve o profesör (!) bana 20’li yaşlarda, tahmin ediyorum ki namaz kılan birisinden bahsetti. Çünkü ona göre bu şekilde yaşayan insanlar eşleşmeliydi, ve bizim de eşleşmemiz gerekiyordu. Ben kapandığım için artık evlenmeliydim. Ve ben o an, onun ne demek istediğini anlamamıştım. Bana “artık evlen, başını da kapatmışsın, yaşın gelmiş, bak şöyle şöyle biri var, siz yakışırsınız” demişti. O ana kadar sevgili mevzusundan bile uzaktım. Değil ki bir evliliğin ne olduğunu bile doğru düzgün anlayacak yaşta değildim. Ben o profesöre güldüm ama olayı anlamamıştım. Neye güldüğümü bile bilmiyordum. O da gülüyordu çünkü. Beni muayene ettikten sonra o gitti ve benim asıl öğrenci olan doktorum bana “boşver onu sen” dedi. Neyi boş vermem gerektiğini bile anlamamıştım. Noldu, neden bana bunları söyledi? Bunu bilmiyordum ve ben bu söylediklerini başımı kapatmak ile olan ilgisini hiç anlamamıştım. Ve itiraf ediyorum çok uzun bir süre de anlamadım. Eve gelip olayı ailem ile paylaştığımda ailem bana “sen kim ne derse desin umursama” dediler. Aradan uzun bir süre geçti. Bu sürede üniversiteye kapalı öğrenciler girmeye başladı ve onlar artık normal görülmeye başladı. Onlar normal görüldüğünde ben o gün profesörün ne demek istediğini anladım. Küçücük bir kıza, tamamen kendi isteğiyle yaptığı bir şey için ağır laflar etmişti. Şu an o tarz laflar edemeyeceğini, küçük bir çocuk ile öyle konuşamayacağını eminim biliyordur. Ancak şundan eminim ki eline fırsat geçse beni ve benim gibilerini de ortada bırakmayacak kadar bir nefrete sahip. O nefreti şu an “mecburi” olarak kenara koymak zorunda.
Kapalı olduğum için yaşadığım ilk olay buydu. Keşke son olsaydı ama olmadı. Elhamdulillah bugün hala kapalıyım. Allah nefsimizi şaşırtmasın. Biz iyilerden olalım.
Bizim Gibiler Eşleşmeliydi
