8 Ocak 1987
Kılık kıyafet konusunda herhangi disiplin suçu yer almayan Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne 7/h bendi ekledi. Yönetmeliğin 7/h bendiyle, “Yükseköğretim Kurumlarının dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünüm dışındaki bir kıyafet ve görünümde bulunmak“ yasaklandı. Bu yasağa aykırı hareket edenler için, “kınama disiplin cezasını” verilmesi öngörüldü. (RG: 08.01.1987, s.19335)
3 Aralık 1987
Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği 7/h fıkrasına ek yaptı. Yönetmeliğin yeni 7/h bendi: “Yüksek öğretim kurumlarının dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak (Dini inanç nedeniyle boyun ve saçlar, örtü veya türbanla kapatılabilir)” şekline dönüştürüldü.
16 Kasım 1988
Anavatan Partisi’nin teklifi ile 3503 sayı yasayla 2547 sayılı yasaya eklenen Ek 16. Madde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Meclis tarafından kabul edilen Ek 16. madde: “Anayasa’nın 174. maddesinde yer alan inkılap kanunlarına aykırı olmamak kaydıyla, Yüksek Öğrenim kurumlarında öğretim elemanı ile öğrenciler için kılık kıyafet serbesttir. Bu konu ile ilgili olarak kişi veya kurumlarca sınırlayıcı işlem yapılamaz, karar alınamaz.” İfadelerini taşımaktaydı.. (2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Bir Ek Üç Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun)
1 Aralık 1988
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Ek 16. maddeyi imzalamayı red etti. Anayasa’nın 89. maddesi uyarınca yasa bir kez daha görüşülmek üzere Meclise geri gönderdi. Yasa kanunlaşmadı. (TBMM Tutanak Dergisi, C:18,1989, TBMM Basımevi Ankara, s.286-291)
10 Aralık 1988
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 3511 sayılı kanunla yeni Ek:16. maddeyi kabul etti. Yeni Ek 16. madde: “Yükseköğretim kurumlarında dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.” ifadelerini taşımaktaydı. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan bu kanun Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. (RG:27.12.1988, s.20032)
27-28 Mayıs 1989
Türkiye Barolar Birliği, 20. Olağan Genel Kurul toplantısında meslek kurallarını değiştirdi. “Avukatların mahkemelerde başlarının açık” olarak görev yapacaklarını ifade etti. Meslek kurallarının 20. maddesi; “Avukatlar ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara Türkiye Barolar Birliğince şekli saptanmış cübbe ile temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar” şekline dönüştürüldü.
4 Ocak 1989
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yürürlüğe giren Ek 16. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
7 Mart 1989
Anayasa Mahkemesi, Ek 16. Maddede yer alan “dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.” ikinci cümleyi iptal etti. (E. 1989/1 E., 1989/12 K, RG: 05.07.1989 tarih, 20216 sayı)
25 Ekim 1990
Kılık kıyafet nedeniyle tesis edilen disiplin cezalarının öğrencilerin sicillerinden silinmesine ilişkin, 3670 Sayılı Kanun kabul edildi. Geçici 1. madde: “Bu kanun yürürlüğe girmeden önce Yükseköğretim Kurumlarında kılık kıyafet ile ilgili olarak verilmiş her türlü disiplin cezaları bütün hüküm ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkar”. hükmünü içermektedir.
9 Nisan 1991
Anayasa Mahkemesi Ek 17. maddenin iptal talebini reddetti. Ek 17. madde yürürlükte kaldı. Kararda Ek 16. Maddenin iptal gerekçesine atıf yapılarak başörtüsünün kılık kıyafet serbestisi içinde olmadığı ifade edilidi. Anayasa Mahkemesi üyesi Ahmet Necdet Sezer, kararın bu şekliyle türbanı üniversitelerde serbest bırakacağı için katılmadığını beyan ederek muhalefet şerhi yazdı (1990/36E, 1991/8 K., RG: 31.07.1991, s.20946)
1 Mayıs 1994
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hemşirelik bölümünde okuyan 53 öğrenci başörtülü oldukları gerekçesiyle pratik derslere alınmadı.
2 Aralık 1994
TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, yönetim kurulu kararı alarak başörtüsünü yasakladı. Kararda “Odalarımız tarafından düzenlenen kimlik, Serbest Müşavirlik Mühendislik (SMM) vb. her türlü fotoğraflı belgelerde; Anayasa’nın 174 üncü maddesi uyarınca türbanlı, başörtülü, sakallı gibi tanımayı zorlaştırıcı fotoğrafların kabul edilmemesi ve kullanılmaması” ifadelerine yer verildi. (YK 64 Sayı)
24 Ekim 1996
Hacette Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Yavuz Renda, genelge ile Tıp Fakültesi’nin tüm bölümlerindeki tüm birimlerinde başörtüsü kullanımını yasakladı.